Riyazet - Mücahede

Hayatın disipline edilmesi; yeyip-içme ve yatıp-kalkmanın hamdü şükür gayeli olması şeklinde yorumladığımız Riyâzet; tasavvufta, nefsin ve bedenin arzularını terkederek veya en aza indirerek, ibâdetle meşgul olmak demektir.

Az yemek, az konuşmak, az uyumak bu prensibi ana hatlarıyla özetlemektedir. Mücahede ise gayret sarfetmek, dövüşmek demektir.

Sûfîlere Göre:

Hasan Kazzaz: Tasavvuf şu üç şey üzerine kurulmuştur: Zaruret olmadıkça yememek, uykuya mağlup olmadan uyumamak, mecburiyet olmadan konuşmamak.

Yahya Bin Muaz: Açlık nûr, tokluk nâr(ateş)'dır.İştah oduna benzer, ondan ateş meydana gelir, bu ateş sahibini yakmadan sönmez.

Necmüddin Kübra: Ağzındaki dil konuşunca kalp susar.Bu dil susunca kalp konuşur.Tok olmanın afetleri pek çoktur. Bunlardan bazıları şunlardır: Kalbi katılaştırır, perdeleri katmerleştirir, müşahedeyi karartır, miskinliğe sebep olur.

İbn Arabî: Riyâzet iki kısımdır: Edebî riyâzet, talebî riyâzet.Birincisi nefsin tabiatından çıkmak, ikincisi murad ve maksadın doğru olmasıdır.

Hiç yorum yok: