Ey insanoğlu! Bazı hastaların günlerce bir şey yemeden içmeden durduklarını ve yaşamlarını devam ettirdiklerini sen de görmüşündür. Hastanın, sıhhati yerinde olan birinden daha zayıf ve daha bitkin olduğu açıktır. Eğer açlıktan ölen olursa bil ki onun ecelinin sebebi açlıktır. Fazla yediği için ölenler yok mudur ? Şüphesiz onların ölümlerinin sebebi de çok yemek olur.
Ebu Said Hudri (r.a.) diyor ki:
"Cenabı Hak öyle hakimdir ki beni üç günde bir rızıklandırır ve bana yemek verir.
Çölde yolculuğa çıkmıştım. Üç gün hiç bir şey yemeden yolculuğa devam ettim. Dördüncü gün de halsiz kaldım. Öyle ki olduğum yere yığıldım kaldım, o halde iken bir sesin hafifçe bana şöyle seslendiğini duydum:
-Ey Ebu Said, sebebi mi istersin? Yoksa kuvveti mi? ben:
-Kuvvet diye karşılık verdim. Hemen bedenim kuvvet buldu.
Derhal kalktım ve 12 gün müddetle orada kaldım. Yiyecek bir şey bulamadım, ama açlıktan yana zorluk çekmedim.
Ebu Said (r.a.) bu sözleri söyledikten sonra doğru konuştuğunu ispat için yemin etti.
Bundan şu sonuç çıkıyor ki:
Bir kimse kendisine rızık temin eden sebeplerin ortadan kalktığını görür de kuvvetli bir tevekkül ile Allah'a tevekkül ederse, bilsin ve emin olsun ki Cenab-ı Hak ona kendi katından kuvvet ve inayet eder ve ona kuvvet verir.
Bu haldeki kul asla sıkıntıda kalmaz. Onun için de Allah'a çok şükretsin ki kendisine Mevlasının üns, huzur, lutf, inayet ve kerameti ulaşmıştır.
Zira Cenab-ı Hak o kuluna kuvvet vererek ona lutfu ile yardım etmiş ve onu saadete erdirmiştir.
Ondan sebep ve vasıtayı kaldırmış. Onu esas gayesi olan huzuru meclisine kabul etmiştir. O kulunu meleklere benzetmiş ve melekler gibi avamdan ayırmış ve kendi katına yükseltmiştir. Onun üzerinde yeme içme adetlerinin hasıl ettiği bağları koparmış ve insanı hayretler içinde bırakan acaib kudretine muttali kılmıştır.
Demek oluyor ki Allah'a tevekkül eden ve sözü edilen mertebeleri kazanan kimsenin karı büyük olur. Onun rızkı çok geniştir. Zira ona Cenab-ı Hak vermiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder